CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Aylin Yaman, TBMM’de “Madde bağımlılığıyla mücadele bir ekip işidir. İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yetkin kadrolarının entegre çalışmasıyla şeffaf veri yönetimiyle ve özellikle Sosyal Güvenlik Kurumu’nun madde bağımlılığında uluslararası kabul gören tüm ilaç ve implant uygulamalarını geri ödeme kapsamına almasıyla sağlanmalıdır” dedi.
CHP Sağlık ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Dr. Aylin Yaman, TBMM Genel Kurulu’nda Saadet Partisi’nin uyuşturucu kullanımının araştırılmasına ilişkin grup önerisi üzerinde konuştu. Yaman şunları söyledi:
“20 YIL ÖNCE BU İKTİDAR TARAFINDAN BAŞLATILAN SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI İLE BİRİNCİ BASAMAK KORUYUCU SAĞLIK SİSTEMİMİZ GÖZ ARDI EDİLMİŞTİR”
“Madde bağımlılığı çekirdek aileden başlayarak incelenmesi gereken, esas olarak ‘riskli grup’ dediğimiz ergenlik dönemi olan ve 15-22 yaş aralığının baskın olduğu fakat kullanımının bazı bölgelerde 9 yaşına kadar indiği, sadece gençlik dönemi değil, çocukluk dönemini de kapsayan toplumsal bir sorundur. Bu nedenledir ki başlatılan bu mücadeleyi, anne-babalarla başlatılan, çocukluk dönemi boyunca sürdürülen, ergenlik döneminde ise daha yakın takipte olunması gereken koruyucu ve önleyici faaliyetler bütünü olarak ifade etmeliyiz. Türkiye’de 20 yıl önce bu iktidar tarafından başlatılan sağlıkta dönüşüm programı ile maalesef, birinci basamak koruyucu sağlık sistemimiz göz ardı edilmiş, hekim ve hemşirenin yanı sıra, içinde bulunduracağı sosyal hizmet ve psikolojik danışma ve rehberlik uzmanlarıyla bölge nüfusunun uyuşturucuyla mücadele kapsamında da yakından takip edilebileceği bir kurgudan uzaklaşılmış, yüklendiği ağır nüfus yüküyle bölgedeki ailelerin temel takip sistemlerini adeta imkansız hale getirmiştir.
“MADDE BAĞIMLILIĞI TEDAVİ MERKEZLERİNE VE İNSAN KAYNAĞINA YETERLİ VE PLANLI YATIRIM YAPILMAMIŞTIR”
Türkiye’de uyuşturucu madde kullanımı bölgelere göre değişiklik göstermektedir. Sınır güvenliği belirleyici olmakla birlikte ekonomik, politik, kültürel ve toplumsal boyutlarıyla yetkin kişilerce yakından takibi önem taşımaktadır. Ülkemizin temel sorunu olan yoksulluk, uyuşturucuyla mücadelenin de ana unsurudur. Yoksulluk artık bu ülkede bir halk sağlığı sorunudur ve konunun yarattığı ekonomik kıskaç ve tükenmişlik hali, umut arayışı içinde olan gençlerimizi ve kontrolsüz kalan çocuklarımızı uyuşturucu felaketine sürüklemektedir. Koruyucu sağlık sistemine ve eğitime yatırım yapmayan bu iktidar zihniyeti, aynı şekilde, emek yoğun bir iş olan, insana yatırımı gerektiren rehabilitasyon süreçlerini de öncelemekten son derece uzaktır. Türkiye’de kısaca AMATEM ve ÇEMATEM olarak adlandırılan erişkin, çocuk ve ergenlerdeki madde bağımlılığı tedavi merkezlerine ve insan kaynağına yıllar içinde yeterli ve planlı yatırım yapılmamıştır.
Öyle ki Başkent Ankara’da dahi işlevsel tek bir ÇEMATEM bile bulunmamaktadır. Yetersiz yatak sayısıyla ve takip sistemlerinin birinci basamak entegrasyonunu kurmadan, yeterli sosyal hizmet uzmanlığı ve psikolojik destek sağlamadan uyuşturucuyla mücadele eden bireyleri kontrolsüzce ve çaresizce hayatın içine terk etmektedir sistem.
Madde bağımlılığıyla mücadele bir ekip işidir. İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yetkin kadrolarının entegre çalışmasıyla şeffaf veri yönetimiyle ve özellikle Sosyal Güvenlik Kurumu’nun madde bağımlılığında uluslararası kabul gören tüm ilaç ve implant uygulamalarını geri ödeme kapsamına almasıyla sağlanmalıdır. Sonuç olarak tüm bu süreçlerde tam olarak hangi aşamada olduğumuzu anlamak ve eylem planlarımızı revize etmek ve sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılması elzemdir.”